29 Ağustos 2016 Pazartesi

Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer Serisi Genel Yorum | Seri Yorumu


Seri:
#1 Yakut Kırmızı
#2 Safir Mavi
#3 Zümrüt Yeşil
Yazarı: Kerstin Gier
Yayınevi: Pegasus

Herkese merhaba! Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisinin DNA incelemesiyle karşınızdayım!
Seri, Gwendolyn ve Gideon adında iki gencin zaman yolculuklarıyla dolu fantastik maceralarını konu alıyor.


Aslında bu seriyi okuyalı çok oldu ama bu serinin yorumu blogumda yer almadığı için bu duruma son vermek ve genel bir yorum yapmak istedim. Çünkü okuduğum ilk serilerden olan Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisi benim için fazlasıyla özel bir seri ve benim için anlamı gerçekten çok büyük.
Karakterlerinin samimiyeti ve içtenliğiyle, kurgusunun büyüleyiciliğiyle, anlatımının akıcılığıyla, her bir sayfasının müthişliğiyle ve bize sunduğu olağanüstü dünyasıyla Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisi, adeta sihirli bir gezegen. 
Bu seriyi başka nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Hani hepimizin bildiği "Anlatılmaz yaşanır." diye klişe bir söz vardır ya, işte bu sıradışı serinin bu klişe sözle nasıl bağdaştığına, seriyi okumanız durumunda tanık olacağınıza inanıyorum.
Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisini ne kadar çok sevdiğimi de, bu seriyi Açlık Oyunları serisine -Açlık Oyunları serisinin genel yorumuna buradan ulaşabilirsiniz- tercih edeceğimi söyleyerek de belirtmek isterim. Bu serinin benim için ne kadar çok şey ifade ettiğini siz düşünün. ^_^
Son olarak... Kerstin Gier, bir sihirbaz olmalı. Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisi de onun okuyucularına yaptığı bir sihir.
O halde... Bol sihirli günler dilerim! ^_^


25 Ağustos 2016 Perşembe

Deha (Efsane Serisi #2) - Marie Lu | Kitap Yorumu


Kitabın Adı: Deha
Orijinal Adı: Prodigy
Seri: Efsane Serisi #2
Yazarı: Marie Lu
Çevirmeni: Sefa Emre İlikli
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 357

"Gerçekler hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı."

Arka Kapak Yazısı: June ile Day'in yaralı bir halde Cumhuriyet'ten firar etmelerinin üzerinden yedi gün geçmiştir. Bu sırada en akla gelmeyecek şey gerçekleşir: Seçmen Primo ölür ve yerini oğlu Anden alır. Cumhuriyet kaçınılmaz bir şekilde kaosa sürüklenirken ikili, Day'in erkek kardeşini kurtarmak ve onları Koloniler'e götürmek için yardım etmeye gönüllü bir grup Vatansever isyancıyla güçlerini birleştirir. Ancak Vatanseverlerin bir talebi vardır: June ve Day yeni Seçmen'e suikast düzenlemelidir.
Bu eylem, uluslarına değişimi getirmek ve çok uzun süredir susturulan bir halka sesini geri kazandırmak için ellerindeki tek şanstır. Ancak June bu yeni Seçmen'in, babasına hiç benzemediğini fark ederek kararsızlığa düşer. Ya Anden yeni bir başlangıcın anahtarıysa ve Vatanseverler yanılıyorsa? Ya devrim yolu kayıp vermekten, intikam almaktan ve kan dökmekten geçmiyorsa?

Not: Kitap Day ve June tarafından 1. tekil şahıs ağzıyla yazılmıştır.

Seri:
#1 Efsane (tıktık)
#2 Deha
#3 Şampiyon (tıktık)

Herkese merhaba! Maceranın ve heyecanın kaldığı yerden son hızla devam ettiği Efsane üçlemesinin ikinci kitabı olan Deha'nın DNA incelemesiyle karşınızdayım! :)
Kısaca konusundan bahsedeyim. Vatanseverlerin yanına kaçan Day ve June, Vatanseverlerin onlardan yapmalarını istediği tehlikeli bir görevle karşı karşıya gelirler: Seçmeni öldürmek.


Marie Lu, yine müthiş bir iş çıkarmış. Her bir sayfasını heyecanla, merakla ve çok severek okudum.
Marie Lu'nun kalemi kelimelerin tam anlamıyla çok iyi. -'çok iyi' bir kelime değil kelime grubudur, öyle değil mi? ^_^-


Karakterlerden de biraz bahsetmek istiyorum. June'a kitabın bazı kısımlarında gerçekten çok kızdım. Kitabın sonlarına doğru ise June'a olan sevgim yine ortaya çıktı. June benim için öyle bir karakter ki, bazen ona kanım hiç ısınmıyor, bazense ısınıyor. Kanımın ısı dengesini bozdu adeta. Day'e ise kanım hep ısınmıştı zaten. ^_^


Marie Lu, Deha kitabında okuyucuyu şaşırtmayı adeta görev edinmiş diyebilirim ve bu durum çok hoşuma gitti. Sonuçta sayfaya öylece bakmamızı sağlayıp bize şok dalgası veren kitapları kim sevmez ki? ^_^
Şunu da belirtmek isterim, Marie Lu kitabın sonunu öyle güzel bir şekilde bitirmiş ki Şampiyon kitabını merak etmemek ve hemen okumayı istememek elde değil.

Sayfaların akıcılığı, olayların birbirine profesyonelce bağlanışı ve okuyucuya esrarengiz bir dünya sunuluşu... Deha, dahice yazılmış enfes bir kitap.         

 Kitaba Puanım:

19 Ağustos 2016 Cuma

Efsane (Efsane Serisi #1) - Marie Lu | Kitap Yorumu


Kitabın Adı: Efsane
Orijinal Adı: Legend
Seri: Efsane Serisi #1
Yazarı: Marie Lu
Çevirmeni: Sefa Emre İlikli
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 313

"Gerçek, Efsane'ye dönüşecek."

Arka Kapak Yazısı: Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri'nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır.
Cumhuriyet'in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır.
Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır.
Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day'in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesişen yolları, onları Cumhuriyet'in karanlık sırlarına götürecektir.

Not: Kitap Day ve June tarafından 1. tekil şahısla yazılmıştır.

Seri:
#1 Efsane
#2 Deha (tıktık)
#3 Şampiyon (tıktık)

Herkese merhaba! Çok beğenilen bir seri olan Efsane serisinin ilk  kitabı olan Efsane'nin DNA incelemesiyle karşınızdayım. ^_^
İlk olarak kısaca konusundan bahsetmek istiyorum. Efsane, Cumhuriyet adlı bir ülkede, ülkesi için her şeyi göze almaya hazır olan June ile Cumhuriyet'in en ünlü suçlusu olan Day arasındaki olayları anlatıyor.
Bir bölüm Day'in bakış açısıyla anlatılırken bir bölüm de June'un bakış açısıyla anlatılıyor ve sıra bu şekilde devam ediyor.


Efsane, kurgusuyla, akıcılığıyla ve olaylarıyla çok severek okuduğum bir kitap oldu. Her bir sayfayı merak ederek okudum. Ayrıca Efsane'nin daha ilk sayfada sizi içine çeken dünyasını da çok sevdim. Yazar, ortaya çok zekice bir distopya ortamı sunarak adeta kalemini konuşturmuş.

" 'Doğru sebeplerden dolayı birini öldüren insanların sayısı çok azdır June.' dedi. 'Birçok insan yanlış sebeplerle öldürür. Umarım her iki grupta da olmazsın.' "

Kitabın baş karakterlerinden olan June, kitabın başlarından ortalarına kadar bana biraz ukala ve diğer insanları hor gören biri gibi geldiği için ona pek kanım ısınamamıştı ama kitabın sonlarına doğru June'u gerçekten sevmeye başladım.
Diğer baş karakterimiz Day'i ise kitabın en başından beri sevdim. Gerçekten inanılmaz ve çok cesur bir çocuk.


Bu kitabı tek bir cümleyle anlatmak mümkün: Efsane, efsane bir kitap.
Alın, okuyun ve bu sıradışı maceralara siz de tanık olun. Pişman olmayacağınızı neredeyse garanti ediyorum.
Bol kitaplı günler dilerim, sizi yürüyen efsaneler! ^_^

Kitaba Puanım:


14 Ağustos 2016 Pazar

Yüzbaşının Kızı - Puşkin | Kitap Yorumu


Kitabın Adı: Yüzbaşının Kızı
Orijinal Adı: Kapitanskaya Dochka
Yazarı: Puşkin
Çevirmeni: Volkan Ünal
Yayınevi: Kutup Yıldızı
Sayfa Sayısı: 176

Not: Kitap Pyotr Andreyich tarafından 1. tekil şahısla yazılmıştır.

Herkese merhaba! Rus yazar Puşkin'in kaleminden çıkan ve dünya klasikleri arasına yerleşmiş olan Yüzbaşının Kızı'nın DNA incelemesiyle karşınızdayım. 

Hemen konusundan bahsedeyim. Babası tarafından askerliğini yapması için Orenburg'a gönderilen Pyotr Andreyich'in başına gelenleri anlatıyor Yüzbaşının Kızı.

Aslında bu kitabı okumaya hiç niyetim yoktu ama abimin tavsiyesiyle okudum. İyi ki de okumuşum. Heyecanlı ve maceralı olaylar içeren Yüzbaşının Kızı o kadar akıcı bir kitap ki... Sayfalar elinizden akıp gidiyor adeta.

Betimlemeler biraz daha fazla olsaydı daha iyi olabilirdi. Kitabın dili ve anlatımı basit diyebilirim. Özellikle Diriliş kitabını göz önüne alırsam Puşkin'le Tolstoy'un ne kadar farklı yazarlar olduğunu görmem hiç zor değil. Çünkü Diriliş'ten anladığım kadarıyla Tolstoy betimleme bağımlısı bir yazar. Bu arada buradan Tolstoy'a bir mesaj iletmek istiyorum: Sevgili merhum Tolstoy, şunu bilmelisin ki benim için hep özel bir yazar olarak kalacaksın. Çünkü Kitabın DNA'sında yorumladığım ilk kitabın yazarı sensin dostum! ^_^ (Umarım Tolstoy'un "Ne münasebet, senin nerden dostun oluyor muşum?!" şeklinde kemikleri sızlamıyordur.) Şaka bir yana, Yüzbaşı'nın Kızı'nı okumanızı tavsiye ederim.

 Bu kitabın yaşanmış olaylardan baz alınıp bazı isimlerin değiştirilerek yazıldığını da söylemem gerek. Bu da kitabı daha etkileyici yapıyor tabii.

Şunu da belirtmek istiyorum Yüzbaşının Kızı'nın karakterlerinden bazılarını çok sevdim. Özellikle Savelyiç'e bayıldım. O kadar içten ve komik biri ki! :)

DNA incelemem burada bitiyor. Bol kitaplı günler dilerim. :)

Kitaba Puanım: